Sizin Çocuklarınız Ne Kadar Şanslı – 3
Tırtılın kelebeğe dönüşümü gibi bir dönüşüm süreci başlamıştı yaşamımda. Artık terzi olmuştum.
Tırtılın kelebeğe dönüşümü gibi bir dönüşüm süreci başlamıştı yaşamımda. Artık terzi olmuştum.
Bir gün kampüste yürürken çocuk parkında bir anne ve küçük kız çocuğu gördüm. Kız çocuğu mahzun anne ise dünyanın farkında değilmiş gibi çökmüş bir halde idi. İçimde bir şey oldu. Yürüyemedim; oraya kaldırımın kenarına oturdum ve göstermemeye çalışarak hüngür hüngür ağladım.
Terzilik nedir bilmeden sökük dikilecek bir pozisyona koymuşum kendimi ve ben kendimi ne bu pozisyona koyduğumu biliyormuşum, ne de bu pozisyonda terzilik gerektiğini.
Ayşen'in kendi tavuklarıyla ilgili anlattığı öyküler ve yaralanan tavukları kucağına alıp tedavi etmesi beni öyle etkilemiş ki, artık et yiyemez hale gelmişim, farkına varmadan.
Ve horoz ötüşünden bu kadar mutlu olabilmeme de sevindim, yeniden bir kat daha mutlu oldum. Kapıyı açtım horozla birbirimize bakıştık, ben Türkçe konuştum o dinledi. Aaa, bir de baktım, bir tavuk iki civciviyle bana doğru geliyorlar; geldiler ve kapının önünde beklemeye başladılar.
"Nedir kardeşim, bunların da her iki kelimesinden biri "lütfen," öbürü de "teşekkür ederim." Artık bu kelimelerin de hiç anlamı kalmadı, insanlar daha seçerek bu kelimeleri bilinçli kullanmalı," dedim. Daha sonra da, "Bu bir savunucu tutum olmasın, Doğan? Emin misin? diye düşündüm.
Kişilerarası ilişkilerin altında bireysel çıkarlar bulunduğu çok doğal olarak kabul edilmiş durumda ve anladığım kadarıyla Amerikan kültürü insan ilişkilerinin bu yönden formülünü oluşturmuş. Her şey açı seçik her iki tarafça biliniyor. Yani mış gibi bir durum yok.
"Nişanlılık niçin önemli ve niçin farkına varmadan birçok gencinin canının yanabileceği bir dönem? Bir öykü içinde anlatmak istiyorum..."
"Çocuğun anne ve babasının her ikisiyle güvenli sevgi ortamında ilişki kurması onun için bir ihtiyaçtır."
Son derste Bay X, “Evet, işte bu. Tam istediğimi yapmışsın,” dedi ve ekledi “Bunu bir daha yapma. Sadece başkaları istiyor diye sana hiç uymayan, ters gelen bir şeyleri yapma. Kendin olmaktan çıkarsın ve kaybolursun,” diye ekledi. Bu cümle tüm yaşamım boyunca benimle oldu.
"Soğuk, bıkkın, küskün ve öfkeli insanlardan biri olmayalım. Bu bizim yaşamımız, sahip olduğumuz her şey anlamını yaşamımızdan alıyor."
"Doğan Cüceloğlu, Türkiye için çok önemli bir fenomeni, “korku kültürü” terimini bize kazandırdı."
Bu vesileyle Harun Talha Ayanoğlu’nun şahsında kendini geliştirip bir şahsiyet olma yolunda çabalayan tüm üniversite öğrencilerimizi sevgi ve saygıyla selamlıyorum. Onları geleceğin uygar Türkiye’sinin gerçek mimarları olarak görüyorum.
Bütün olumsuzluklara rağmen birey kendi etki alanı içinde bir hedef koyup azimle o hedefe yönelirse, başarabiliyor.
Gerçeğe saygı, dürüstlük, sorumluluk ve kendi gözüne hesap vermek gibi değerler burada iş başında. ‘Hayriye’ öğretmenin bu değerler tabanında oluşmuş bir iç disiplini var. Ve bu iç disiplin bu toplumun insanında çok eksik.
Bu emek ve zaman ona mutluluk ve huzur olarak dönüyor; sadece kendine mi, birlikte çalıştığı tüm ekibine! Kendisini ve projede emeği geçen herkesi kutluyorum.
Çocukların tamamı özgüven ile doğuyor, keşfetme arzusu ile yanıyor, ne istediklerini çok iyi biliyorlar ve bunları gerçekleştirmek için üzerlerine düşeni yapma konusunda çok istekliler.
Kömür İşçisi Murat Yalçın sadeliği içinde bana, bu kültürün gönül zenginliğini ve edebini temsil ediyor.
Korku kültürünün öğretmeni öğretmenlik yapma, sevgi kültürünün öğretmeni ise sürekli öğretmen olma çabası içinde olacaktır.
Baba olmayı başaran kişi çocuğunu CAN’ını öyle bir besler ki, bu çocuğun kendine güveni yüksek olur, kendi değerini bilir, ben yapabilirim duygusu yüksek olur ve kendini değerli ve sevilmeye layık görür.
Gedikli Anne’nin o hiç azarlamayan, uzun uzun ders vermeyen, o sevecen sesiyle söylediklerini unutamıyordum.
‘Ne kadar çok baskı yaparsam çocuk o kadar çok çalışır ve o kadar çok öğrenir,’ düşüncesinin bilimsel temeli yoktur; yanlış̧ ve zararlıdır.
“Korkuya dayalı disiplin ortamında saygı ve güven gelişemez.”
Unutmayalım; “Mesaj anlamını bağlamdan alır!” Bu tip konuşmalar, önemli eğitim sohbetleri hep kişiyle yalnızken yer almalıdır. Bunu anne ve babaların bilmesi, öğretmenin bilmesi kadar önemlidir.
İnsan, bir kızdan, ya da erkekten etkilendiği, duygular içinde yoğrulmaya başladığı zaman kafası berraklaşır mı, yoksa iyice karışır mı?
İlişkilerde hakkaniyet insanca yaşamanın vazgeçilmez bir yaşam değeridir.
“ Çocuğumu anne ve baba olarak karşıma alır, onunla sürekli her fırsatta sohbet ederdim. Ona masallar anlatır ve bu masallarda iki aileyi karşılaştırırdım; her bir seçimin hem şimdi şu an, hem de bir gelecek oluşturduğunu bu masallarda ısrarla tekrar tekrar gösterirdim.”
Değerli öğretmen arkadaşlarım; Sizin gözlemleriniz Zeynep Öğretmenin gözlemlerine benziyor mu, yoksa farklı mı? Sizin önerileriniz ne, sizce bu konuda neler yapılabilir?
Bu toplumun iyi niyetli insanları var ve kendileri gibi iyi niyetli birini zor durumda görünce elinden geleni yapma değerini yaşatıyorlar.
"Bu sayfa benim gibi heyecan duyarak ailede eşine, çocuğuna, okulda öğrencisine, iş yerinde hizmet ettiği vatandaşına ‘selam vererek’ gününe başlayanların, mahallede, kentte, toplumda İNSAN İNSANA YAŞANACAK BİR GELECEK İÇİN kendini geliştiren ve selam verenlerin sayfası."
Üç yaşındaki kız çocuğu, yolda yürürken, hiç beklemediğim bir anda büyük aileme dönmüş olmanın mutluluğunu iliklerime kadar hissettirdi. Evet, ben büyük bir ailenin parçası olduğunu hissettim. Ve “hoş bulduk!” diyorum!
Etki alanımızın farkına varmak ve bu etki alanı içinde BİZ’e hizmet etmek sevgi ve güvenle olur.
Damdan düşen insan acı çekmiştir. Bu acı ile bazı konular üzerinde düşünmüş, deneyim kazanmış ve öğrenmiştir.
Hepimizin amacı aynı: gözleri ışıl ışıl yaşama merhaba diyen, yaşamla dans etmekten korkmayan çocuklarımızın ve gençlerimizin sayısını artırmak.
Kendi yaşamında kendisi olarak var olmak ancak biz bilinci içinde bir ekibin parçası olduğunuz zaman kabul edilebilecek bir durumdur.
“Doğan Bey, telefondaki kız kendi yaşamında kendisi olarak var olmak istiyor, bu hakkı değil mi, neden onu değiştirmek istiyorsunuz?”
Bu iki mirasla çocuk yetiştirmeye özen gösteren ana babalara selam olsun!
Oğlunun gözüyle görüp, empati duyup, onunla bir sohbet başlatsa, baba kendi değerlerini paylaşarak, oğlunun değerlerini öğrenmeye çalışsa, her ikisi için de önemli bir olgunlaşma süreci başlar.
Geçmişinden dolayı yaşama küsmek yerine, geleceğini daha bilinçli inşa etmeye azmetmiş biri var şimdi. Kutluyorum.
"Yalan söyleyen insan ‘insan olma yolculuğunda’ tökezler."
"Kasadaki bayana çok sinirlenmemeyi öğrenmesini, aksi halde sağlığına zarar gelebileceğini söyledim bana teşekkür etti."
"Formül "yüz"dür. Ben her türlü yüz baskın ortama karşıyım. Bu tür ilişkiler ortamında ruhum sıkılıyor. Ben 'can cana bir yolculuk için iletişim,' diyorum."
"Canın yalnız ve yaşamın anlamsız olduğu bir yolculuk nesillerden nesillere böylesine aktarılarak sürer gider."
"İçi biliyor, ama bilmiyor muş gibi yaşamına devam ediyor. Çünkü ne yapacağını bilmiyor."
"Bu kadar emek verilen ve mükemmele yakın bir tarzda eğitim alan insanların toplumu nasıl oluyor da maddi refahta bu kadar yükselirken huzur ve mutluluğu yakalamakta başarılı olamıyor?"
"Olgun insan, kişinin her an için bir tek gerçeği olduğunun farkındadır; bu gerçek kişinin algıladığı gerçektir, yani onun fenomen dünyasıdır. O nedenle olgun insan bireyin fenomenini yargılamaz."
"Çocuk diliniz ne derse desin, gözünüzde ve sesinizde beliren bu varoluş mesajına farkında olmadan inanır."
"Biz öğretmenlerin öğrenciler üzerinde elbette çok etkisi var, ancak onların da bizde yarattığı değişimler mesleğin yapı taşı diye düşünüyorum."