İki Farklı Anne Tutumu

“ Çocuğumu anne ve baba olarak karşıma alır, onunla sürekli her fırsatta sohbet ederdim. Ona masallar anlatır ve bu masallarda iki aileyi karşılaştırırdım; her bir seçimin hem şimdi şu an, hem de bir gelecek oluşturduğunu bu masallarda ısrarla tekrar tekrar gösterirdim.”

Bir anne Samsun’dan yazmış, durumu şöyle özetlemiş: 

“Sevdiğim bir arkadaşımın ve benim oğlum (yaş 4,5) uzun süredir aynı anaokuluna gidiyorlar. İyi arkadaşlar ve birbirlerine çok bağımlılar, sık sık bir araya gelme durumumuz oluyor, ama mutlu değilim. 

Bu annenin çocuğunu yanlış yetiştirdiğini düşünüyorum ve çocuğumun da yanlış etkilendiğini görüyorum. Mesela ben çocuğuma haftada bir oyuncak alıyorum; o anne çocuğuna her istediği oyuncağı alıyor ve çocuğum buna özeniyor. 

(Bir araya geldiklerinde) Bir süre uyumlularsa kısa süre sonra oyuncak kavgaları başlıyor; muhakkak bir tarafın çocuğu ağlayarak ayrılıyoruz. Arkadaşım çoğu kez yaptığı yanlışı kabul etmediği için çocuk yetiştirme de ortak noktada değiliz. Belki de ben yanlış yapıyorum bilmiyorum, siz ne dersiniz? Yani genel sorunumuz karşı taraf çocuğuna bizimleyken ya da bizden ayrı çok fazla sınırlar koymazken biz de her zaman oyuncak almama, yemekten önce abur cubur yememe, dışarıdaki oyun salonlarını şartlı ve sınırlı kullanma, alışveriş merkezlerinde başıboş davranmama gibi kurallar var. İki aile birlikte dışarı çıkılınca bu kuralların dışına çıkılıyor, bizim çocuğumuz da diğerine uyarak laf dinlemez aksi bir çocuk oluyor. Biz ise hem bedenen hem ruhen yorgun, sinirli eve dönüyoruz. Bu durumda nasıl bir tutum izlemeliyiz?”

Çok yönlü ve karmaşık bir durum. Facebook yazısı kısa olmalı, ama bu karmaşık konuya kısa cevap vermek zor; bana yazan annenin nelerin farkında olması gerektiğini yazmakla ile yetineceğim. 

İlk belirtmek istediğim şu: İyi ki eşinle bu tür zor sorunlar yaşamıyorsun. Eşler arasında çocuk yetiştirme tarzına bakış farklılığı vahim bir durum olur. Bana yazan annenin farkında olması gerekenler: 

1-Konu önemli bir konu; üzerinde düşünmek gerekir. 

2-Karşıdaki annenin düşünüş ve davranışını ‘yanlış olarak’ değerlendirmek acelecilik olur. O anneye, “çocuk yetiştiriş tarzın yanlış” demek ‘haddini bilmemek’ olur; kendi etki alanın dışına çıkılmış olur ve hoş sonuçlar alınamaz. 

3-Bana yazan annenin farkında olması gereken etki alanları şunlardır: a. Kocasıyla ilişkisi: b. Oğluyla ilişkisi. 

Ben bu annenin yerinde olsam şöyle bir tutum izlerdim: 

A-Önce kocamla konuşur, onunla birlikte düşünmeye, karar almaya ve birlikte aldığımız kararlara göre davranmaya özen gösterirdim. 

B-Kocamla konuşmamda özellikle çocuk yetiştirirken ailemizde hangi temel değerleri yaşatmamız gerektiği konusunda açık ve seçik bir anlayışa ulaşmaya çalışırdım. 

Çocukta;

(1) özgüven gelişimi; 

(2) kendini değerli hissetme; 

(3) iletişim ve ilişki bilinci 

(4) seçimlerinden sorumluluk alma bilinci; 

(5) sınırları olduğu bilinci üzerinde ısrarla dururdum. 

Çocuğumu anne ve baba olarak karşıma alır, onunla sürekli her fırsatta sohbet ederdim. Ona masallar anlatır ve bu masallarda iki aileyi karşılaştırırdım; her bir seçimin hem şimdi şu an, hem de bir gelecek oluşturduğunu bu masallarda ısrarla tekrar tekrar gösterirdim. Mevcut ilişkiye mesafe koyarak, kafa dengi, aynı değerlere göre çocuk büyüten başka bir aile ile ilişki geliştirmeye çalışırdım. 

Konuyla ilgili düşünmeye yardımcı olacak benim yazdığım üç kaynak kitap önerebilirim: 

1-İletişim Donanımları; 

2-Başarıya Götüren Aile; 

3-Gerçek Özgürlük. 

Doğan Cüceloğlu (13.05.2015) 

Yorumlarınızı Paylaşın

GÖNDER

0 Yorum

  1. Henüz yorum yapılmamış.
Güncel Video

Çaresizlikten nasıl kurtuluruz?

‘İyimser’ ve ‘kötümser’ olmak arasındaki fark nedir? Çaresiz mi doğuyoruz? Neden depresyona giriyoruz?