Hüzün de Bir Tür Öfke
Hüzün de bir tür öfke ve benim içim hüzün dolu.
Hüzün de bir tür öfke ve benim içim hüzün dolu.
“Bunları yazdıktan sonra Ali bir de ana fikir eklemiş; Çalışmayın, işinizi şansa bırakın. Zaman bir yolunu bulur.”
Yalan söyleyince sadece başkasıyla olan ilişkimiz değil, kendimizle olan ilişkimizde de aksaklıklar, yaralanmalar olur. Yalan söyleyen insan ‘insan olma yolculuğunda’ tökezler.
İster evde, ister okulda, ister işte olsun yaşam bir takım, bir ekip içinde oluşur ve gelişir.
Sevgi, saygı ve adalet duygusunu ailesinde, sınıfında, işinde ve ilişkilerinde canlı tutan insanlarımıza selam olsun!
Kitabın yazılması yetmez; kitabın okunması içinde çaba göstermem gerektiğine inanıyorum.
Ailede, eğitimde, iş hayatında, meslek yaşamında, siyasal hayatta DEĞERLER BOŞLUĞU yaşıyoruz: Hakkaniyet, güven, empati yokluğu yaşıyoruz. Bu değerlerin yokluğundan ortaya çıkan boşluğu bencillik, güvensizlik, kaygı ve öfke dolduruyor.
Ağzıma aldığım her bir lokma, içtiğim her bir sigara, yazdığım her bir kelime bir seçimdir.
Bu toplumun iyi niyetli insanları var ve kendileri gibi iyi niyetli birini zor durumda görünce elinden geleni yapma değerini yaşatıyorlar.
Rahmetli babamın iyi niyetle bana verdiği 20 lirayı okul müdürümün niçin el koyduğunu şimdi çok iyi anlıyorum.
Bir öğrencim, anneannemin ölümünden sonra yaşadığım en büyük trajedi anne babamın ayrılması oldu, dedi.
Öfke, bitmemiş işler, güvensizlik, karamsarlık, soğukluk, bıkkınlık dolu bir geçmiş ilişkinin üstüne karabulut gibi çöküyor. Eşler birbirlerine baktıkları zaman nefret ettikleri, güvenmedikleri birini görmeye başlıyorlar.
Çocuğuyla ilişkisinde kendi davranışına odaklanmaya öncelik veren anababa, “Ben ne yaptım, ne söyledim ki, bana gerçeği söyleyemeyecek kadar çocuğum benden korkuyor?” sorusunu kendisine sorar.
Kendini değiştirme bilincini canlı tutan, zahmetine katlanan, çaba veren, düşünen, hedef koyan, bilgi edip öğrenen, azimle uygulayan okurlarıma selam olsun. Onları geleceğin gizli mimarları olarak görüyorum.
"Bu sayfa benim gibi heyecan duyarak ailede eşine, çocuğuna, okulda öğrencisine, iş yerinde hizmet ettiği vatandaşına ‘selam vererek’ gününe başlayanların, mahallede, kentte, toplumda İNSAN İNSANA YAŞANACAK BİR GELECEK İÇİN kendini geliştiren ve selam verenlerin sayfası."
Üç yaşındaki kız çocuğu, yolda yürürken, hiç beklemediğim bir anda büyük aileme dönmüş olmanın mutluluğunu iliklerime kadar hissettirdi. Evet, ben büyük bir ailenin parçası olduğunu hissettim. Ve “hoş bulduk!” diyorum!
Etki alanımızın farkına varmak ve bu etki alanı içinde BİZ’e hizmet etmek sevgi ve güvenle olur.
Damdan düşen insan acı çekmiştir. Bu acı ile bazı konular üzerinde düşünmüş, deneyim kazanmış ve öğrenmiştir.
DAĞLICA’da şehit düşen ve yaralanan askerlerimizle ilgili haberleri duyunca içim yandı. Şehit düşen askerlerimizin anne ve babalarının, yakınlarının, dostlarının acılarını içimde hissediyorum. O gençlerle ve onların anne ve babalarıyla Anadolu’nun değişik köşelerinde yaptığım konuşmalarda, verdiğim seminerlerde göz göze geldik, birbirimize gülümsedik, kucaklaştık, gönül bağı kurduk. Ve şimdi onları bir daha göremeyeceğimi, kucaklayamayacağımı düşünmek içimi yakıyor. […]
Hepimizin amacı aynı: gözleri ışıl ışıl yaşama merhaba diyen, yaşamla dans etmekten korkmayan çocuklarımızın ve gençlerimizin sayısını artırmak.
Kendi iç zenginliğinin değerini bilip, onu koruyarak, kendine tanıklığını önemseyen insanların bulunduğunu bilmek, bana insan olmanın onurunu yaşattı.
Saygı-sevgi-güven kültüründe insanlar kendi yaşamlarında kendileri olarak var olmayı hak ederler ve varoluşlarını sorumluluk bilinci içinde özgürce sürdürebilirler.
Kendi yaşamında kendisi olarak var olmak ancak biz bilinci içinde bir ekibin parçası olduğunuz zaman kabul edilebilecek bir durumdur.
“Doğan Bey, telefondaki kız kendi yaşamında kendisi olarak var olmak istiyor, bu hakkı değil mi, neden onu değiştirmek istiyorsunuz?”
"İşte kitap okumanın faydalarından biri daha karşımıza çıkıyor. Öğrencim beni arıyor ve Doğan Hoca’nın kitapları sayesinde öğretmenliği seçtiğini belirtiyor ve ben de Doğan Hoca’ma yazıyorum.”
Bu iki mirasla çocuk yetiştirmeye özen gösteren ana babalara selam olsun!
Oğlunun gözüyle görüp, empati duyup, onunla bir sohbet başlatsa, baba kendi değerlerini paylaşarak, oğlunun değerlerini öğrenmeye çalışsa, her ikisi için de önemli bir olgunlaşma süreci başlar.
Günlük çalkantılar içinde gergin, kaygılı, öfkeli, telaş içinde yaşayıp gidebiliyoruz. Ve bir ses, gerçek zenginliğin ne olduğunu bize hatırlatıyor. Teşekkürler, zengin abi.
Geçmişinden dolayı yaşama küsmek yerine, geleceğini daha bilinçli inşa etmeye azmetmiş biri var şimdi. Kutluyorum.
Şimdi o küçük çocuk kocaman bir öğretmen oldu ve o 17 yaşındaki delikanlı ağabeyinden öğrendiği güzel dokunuşları öğrencilerine öğretmeye çalışıyor. O hep 17 yaşında kalacak ve o dokunuşlarla ölümsüzlüğü yakalamış olacak.
Korku Kültürü içinde kurulan güçlü güçsüz ilişkileri… Bunun ne demek olduğunu anlayabiliyor muyuz? Korku Kültürü ne demek, biliyor muyuz? Ne demek güçlü güçsüz ilişkisi?
"Üç yaşındaki kız çocuğu, yolda yürürken, hiç beklemediğim bir anda büyük aileme dönmüş olmanın mutluluğunu iliklerime kadar hissettirdi."
"Yalan söyleyen insan ‘insan olma yolculuğunda’ tökezler."
"Çok renkli bir toplumuz; çok kültürlüyüz ve yüzyıllar içinde renkli karakterler oluşmuş."
"Sohbet oluşturabilmek ve sohbet içinde kalabilmek için olgun, birçok şeylerin farkında olan donanımlı bir insan olmak gerekir."
"Bir insanla paylaştığınız zeminler kadar iletişim kurabilirsiniz."
"Kişi ifade etmedikçe olaylara ne anlam verdiğini anlayamazsınız. Anlam kişinin iç dünyasında oluşur; bu dünya kişinin 'mahrem' dünyasıdır."
"Biriyle sohbet içine girip o sohbeti devam ettirebilmek için gözlemleyen bilince ulaşmış olmak gerekir."
"Suçluluk duygusunun kaynağını anlaman gerek. Çünkü bu suçluluk duygusundan kurtulmadıkça senin kendini sevmen mümkün değil."
"Bu şekilde yetiştirilmiş bir neslin ise çok dirlik düzenlik içerisinde olacağı kanaatindeyim."
"Dostoyevski’nin bizzat mücadele ettiği parasızlık ve kumar düşkünlüğünü anlatan Kumarbaz, korkunç ve amansız bir saplantının öyküsü..."
"Yapmaya değecek tek yolculuk, içimize yapacağımız yolculuktur," diyor; "o özgün çağrıya kulak vermeli ve yüreğimizin götürdüğü yere gitmeliyiz.”
"Kasadaki bayana çok sinirlenmemeyi öğrenmesini, aksi halde sağlığına zarar gelebileceğini söyledim bana teşekkür etti."
Bir düşünür, “Büyük insan tek bir cümledir,” demiş...
"Soru: Sizce, bizim insanımızın gözünde, başarılı kişi kimdir?"
"Anladım hayatta her istediğimiz olamaz; bu mümkün değil! Ve bir şey olmayınca olmuyor! Hele zorlanınca hiç olmuyor. En doğrusu hiç zorlamamak..."
"İki ortamı çok önemsiyorum: 1-Çocuğun içinde yetiştiği aile ortamı; 2- Çocuğun eğitildiği okul ortamı."
"Hayretler içinde bakakaldım. İki farklı dünyanın insanları gibiydik; aynı duruma bakış tarzımız ve anlam verişimiz çok farklıydı."