Öğretmen Olmak, Bir Can’a Dokunmak

Korku kültürünün öğretmeni öğretmenlik yapma, sevgi kültürünün öğretmeni ise sürekli öğretmen olma çabası içinde olacaktır.

Değerli okurlarım, Facebook sayfama değerli eğitimci meslektaşım İrfan Erdoğan ile birlikte yazdığımız yukarıdaki başlığı taşıyan kitaptan bir alıntı koyduk :

”Öğretmenlik yapmayı aşıp öğretmen olanlar, eğitimde problem gibi görünen her şeyi fırsata çevirip harikalar yaratabilirler. Çünkü eğitim, özü itibariyle, bir öğretmenin başarısız olmasına değil, başarılı olmasına açık bir alandır. Eğitim her zaman meydan okuyucu bir durumdur. Yapılan bütün tariflerin ötesinde eğitim, öğretmenler için her zaman yaratıcı ve dinamik bir zemin olabilir.” 

Bu yazı 18 saat gibi bir zaman dilimi içinde 492,544 kişi tarafından görüldü ve okurların çoğu düşünce ve duygularını paylaşmaya başladı. Bu paylaşımların enerjisi oldukça yüksekti ve bir süre sonra bazı ifadeleri tartışmanın düşüncel içeriğine katkı yapmaktan ziyade olumsuz etki yapabileceğini görerek çıkartmak zorunda kaldık. 

Ben, Doğan Cüceloğlu olarak, öğretmenlerimizi Türkiye’nin gizli kahramanları olarak görenlerden biriyim. Türkiye’nin değişik yörelerinde verdiğim konferans ve seminerlerime başlamadan önce katılanlardan, rahmetli olmuş ve aramızdan ayrılmış, çalışıp emekli olmuş ve şimdi halen öğretmenlik yapmakta olan tüm öğretmenlerimiz için bir sevgi ve teşekkür alkışı rica ediyorum. Katılanlar büyük bir istekle alkışlıyorlar. Demek ki öğretmenlerin yaşamımızdaki yerini hepimiz önemsiyoruz. Fakat bu önemsemeyi acaba bir toplum olarak yasal yapıya ve idari tavra aktarabiliyor muyuz? Sanırım bu tartışmaya açık bir konu. 

Öğretmenlere ve eğitime özellikle kör ve duyarsız bir yasal ve idari yapımız mı var? Yoksa genel olarak toplumun her yönünde görülen aksaklıklar eğitim alanına da yansımış bir durumdan mı söz ediyoruz? Benim gözlemlerim ikinci seçenek yönünde. O nedenle Korku Kültürü kitabımda ikinci bakış tarzını destekliyor ve örnekler veriyorum. Peki, toplumuzu korku kültürü yönetiyor diye kimi suçlayalım? Hepimiz bu korku kültürünün içinde yetiştik. Aile yapımızdan başlayarak tüm kurumsal dokularımız içine sinmiş bir korku kültürü mayası var. Halen bende de var. Hepimiz de var. Farkına varmamız ve üzerinde düşünmemiz gereken bir konuda birilerini suçlama bana gerçeklere aykırı geliyor ve çözüm getirici olmayan bir yol olarak görüyorum. 

Ben kararı sizlere bırakıyorum. Yazılanları okuyun ve siz kendiniz karar verin. 

https://www.facebook.com/DoganCuceloglu/photos/a.281675823040.144037.31046873040/10152185735493041/?type=1& relevant_count=1 

Toplumuzun, değerinden dolayı saygı duyulan insanla, korkulduğundan dolayı saygı duyulan insanı ayırt etmesi önemli bir başarı olacaktır. Bunun için tabii ki öğretmenlerimizin hizmetine ihtiyacımız var. 

Korku kültürünün öğretmeni öğretmenlik yapma, sevgi kültürünün öğretmeni ise sürekli öğretmen olma çabası içinde olacaktır. Sevgi oldukça bu çaba hiç bitmeyecektir. Ve onlar benim gönlümün gizli kahramanları olmaya devam edecektir. 

Doğan Cüceloğlu (30.05.2014) 

Yorumlarınızı Paylaşın

GÖNDER

0 Yorum

  1. Henüz yorum yapılmamış.
Güncel Video

Çaresizlikten nasıl kurtuluruz?

‘İyimser’ ve ‘kötümser’ olmak arasındaki fark nedir? Çaresiz mi doğuyoruz? Neden depresyona giriyoruz?