Bütün Dikkatimizi Çocuğumuza Veriyoruz, Ama O Yine de Mutlu Değil!

Nasıl ki, bir takımın oyuncusu koçun sürekli sadece kendisiyle ilgilenmesini beklememeli ise, bir ailede çocuk da anne ve babanın sürekli sadece kendisiyle ilgilenmemesini beklememeyi öğrenmelidir.

Bu durum sık sık dile getiriliyor; kendi imkânları dâhilinde öncelikle çocuklarına zaman verdiklerini, onu dinlediklerini ve isteklerini dikkate aldıklarını söyleyen anababalar, bütün çabalarına rağmen çocuklarının bir türlü mutlu olmadığını, sürekli daha fazla ilgi istediğini ve mızmızlandığını söylüyorlar. Şaşırmış, kaygılı, biraz öfkeli bir tavır içindeler. 

İki nokta üzerinde duracağım; farklı düşünebilirsiniz, lütfen belirtmekten çekinmeyin. 

Bir: Aile bir ekiptir ve bu ekibin çatısını karı koca ilişkisi oluşturur; kadının gözünde kocası, kocanın gözünde karısı özel ve önceliğe sahip olmalıdır. Çocuk büyüdükçe bunu görmeli ve kabul etmelidir. Bunu biraz açalım: Sağlıklı bir ailede koca, öncelikli olarak karısının düşünce, duygu ve davranışlarına önem verir, onunla olan ilişkisini ailenin en önemli ilişkisi sağlam temellere oturtmadan diğer sorunları çözmeye yönelmez. Aynı şekilde kadın da, kocasının düşünce, duygu ve davranışlarına öncelikli olarak önem verir ve bu ilişkiyi sağlıklı bir zeminde tutmaya bütün bilinciyle özen gösterir. Kadın bilir ki, ailede herhangi bir sorunun konuşulabilmesi ve çözülebilmesi için kocasıyla olan ilişkisinin sağlıklı olması gerekir. Ve çocuk büyüdükçe bunun böyle olduğunu, ailenin çatısının böyle kurulduğunu anlar, gittikçe içine sindirir ve bunu ilerde kendi ailesinde örnek alır. 

İki: Bir çocuğun en önemli arkadaşları onun çevresinde bulunan diğer çocuklardır. Anne, baba arkadaş değildir; onlar anne ve babadır. Çocuk kendisini ailede en önemli kişi olarak görür ve tüm dikkatin kendisine verilmesini isterse, o zaman tatmin edilemeyecek bir dipsiz kuyu devreye girer. Aile bir ekiptir ve ekipteki herkes önemlidir. Aile ekibinde iki ‘eş başkan,’ iki lider vardır; anne ve baba. Onların olaylara bakması, anlamlandırması, değerlendirmesi aile yaşamının çerçevesini oluşturur; bu çerçeve içinde çocuk kendi yerini görür, anlar ve ilerideki yaşamı için hazırlanmaya başlar. İster meslek, ister toplumsal yaşamında olsun çocuk sürekli ilgi merkezi olamayacaktır ve bu doğaldır. Arkadaşları çocuğu farkında olmadan gerçek yaşama hazırlar; onlarla ağlar, güler, alay eder alay edilir; ama sahanın içindedir ve oyun devam eder, gol atar, gol yer, öper, öpülür. Çocuk şunu anlar, “önemli olan takımda ve oyunda kalabilmektir.” Zaman içinde takımda değişik roller alabileceğini kavrar, ama önce o takımın bir üyesi olduğunu anlaması ve içine sindirmesi şarttır. 

Nasıl ki, bir takımın oyuncusu koçun sürekli sadece kendisiyle ilgilenmesini beklememeli ise, bir ailede çocuk da anne ve babanın sürekli sadece kendisiyle ilgilenmemesini beklememeyi öğrenmelidir. Peki, anne ve baba ne yaparak çocuğu bu anlayışa yönlendirmeli? Bu önemli bir soru ve bu konuyu üzerinde çalıştığım kitapta geniş olarak ele alacağım. 

Doğan Cüceloğlu (15.04.2015) 

Yorumlarınızı Paylaşın

GÖNDER

0 Yorum

  1. Henüz yorum yapılmamış.
Güncel Video

Çaresizlikten nasıl kurtuluruz?

‘İyimser’ ve ‘kötümser’ olmak arasındaki fark nedir? Çaresiz mi doğuyoruz? Neden depresyona giriyoruz?