Öğretmen Olmak, Bir Cana Dokunmak
Ben bu ülkenin gençlerini ve öğretmenlerini seviyorum ve onlara güveniyorum. Evet, inanıyorum; onların kalpleri sevgiye ve öğrenmeye kapalı olmadığı sürece çocuklarımızın yüzü gülecektir.

Öğretmenlik dışında çok az meslekte bir cana dokunursunuz; öğrencinin yaşı küçüldükçe cana dokunuş büyür. Okul Öncesi Öğretmenliği dalında okuyan üniversite öğrencisi Berna Seyrekbasan bunun bilincinde. Bana yazdığı mektupta demiş ki:
Büyük bir gururla söylüyorum ki ben bir okul öncesi öğretmeni adayıyım! Bana göre bu en kutsal meslek ve ben yapabileceğime inanıyorum. Çünkü ufak bir kalbe, bir insanın yetiştirilişine ve insanlığın geleceğine dokunduğumun farkındayım. Bu çok dikkatli olmayı gerektiriyor. Çünkü benim şimdi ‘aman alt tarafı çocuktur’ deyip dikkate almadığım beş yaşındaki bir insana söylediğim bir kelime, onun bütün hayatını etkileyebilir. Bu mesleği çok istememin nedeniyse büyük insanların hayatının karmaşasından biraz da olsa sıyrılıp çocukların yalansız, çıkarsız, saf ve temiz dünyalarında nefes alabilmeyi istemem. Ve aynı zamanda okul öncesi öğretmeninin, anneleri evde işlerini yaparken çocukları yedirip içirip iki oyun oynatıp oyalayan bir bakıcı olmadığını yetiştirdiğim insanlarla bu bilinçteki kişilere kanıtlamak istiyorum. Ama bundan önce içimdeki karışıklığı çözümleyebilmem, kendimle ve büyük resmimle tanışabilmem gerekiyor.”
Dikkatinizi çekti mi? “Ama bundan önce içimdeki karışıklığı çözümleyebilmem, kendimle ve büyük resmimle tanışabilmem gerekiyor!” Mesleğimize, kiminle evleneceğimize karar vermeden önce bunu yapabilsek! İçimizdeki karışıklığı çözümleyip, kendimizle ve büyük resmimizle tanıştıktan sonra ana baba olmaya karar versek! Bakın Berna mektubunu nasıl bitiriyor:
“Bana kalırsa noktayı hak ettiğini düşündüğümüz çoğu cümleyi soru işaretiyle bitirmeliyiz. Her insan kendi içinde kocaman bir dünya ve hiçbir zaman ‘kötü’ yoktur; ‘neden?’ vardır. Her şey çözülür, yeter ki kalplerimiz sevgiye ve öğrenmeye kapalı olmasın. Değerli vaktinizi bana ayırdığınız için minnettarım. Sadece sizin bu kadar çok dokunduğunuz kalbe dokunmanızı istedim. Kocaman sevgi dolu günler diliyorum.”
Sevgili Berna,
Gerçekten kalbime dokundun. Senin yetişmende emeği geçen herkese teşekkür ediyorum. Ben bu ülkenin gençlerini ve öğretmenlerini seviyorum ve onlara güveniyorum. Evet, inanıyorum; onların kalpleri sevgiye ve öğrenmeye kapalı olmadığı sürece çocuklarımızın yüzü gülecektir.
Doğan Cüceloğlu (16.05.2015)
Yorumlarınızı Paylaşın
İlgili yazılar
Bir Sohbet Oluşturmak… Ve Sohbet İçinde Kalabilmek – 10(son)
Her Zaman Dinledim Onun Hayallerini, Hiç Geçiştirmedim!
Öğretmen Var, Öğretmen Var
Siz Kimin Tanığısınız?
ONLARIN GÖZÜNDEKİ IŞILTI SÖNÜNCE BEN DE SÖNÜYORUM!
İlgili kitaplar

BAŞARIYA GÖTÜREN AİLE

ÖĞRETMEN OLMAK, BİR CAN’A DOKUNMAK

ÖĞRETMENİM BİR BAKAR MISIN?

VAR MISIN ?

1 Yorum