HOŞ BULDUK!
"Üç yaşındaki kız çocuğu, yolda yürürken, hiç beklemediğim bir anda büyük aileme dönmüş olmanın mutluluğunu iliklerime kadar hissettirdi."
Dün, Pazar akşamı Türkiye’ye döndüm. İstanbul’a, evime dönmüş olmak güzel bir duygu; berberimi, bakkalımı, manavımı, simitçimi, mahallenin köpeğini yeniden görüyor olmanın tadını çıkarıyorum.
Bugün markette alışveriş yaptım, elimde torbalar eve doğru yürürken, yol kenarında bahçe duvarının yanında ayakta duran üç yaşlarında bir kız çocuğu, bana baktı, gülümsedi ve yanındaki kadına, “Amca gidiyor,” dedi; bir süre sustu, sonra, “Dede gidiyor!” dedi. Kadın hiçbir şey söylemedi.
Böyle bir cümleyi üç yaşlarında bir Amerikalı kızın yoldan geçen bir yabancı için, “Uncle/Grandpa is walking” şeklinde söyleyeceğini hiç ama hiç sanmıyorum. Ama “bizim kızımız” söyleyiverdi.
Hem yürüdüm, hem de düşünmekten kendimi alamadım; bu kız çocuğu öyle yetiştiriliyor ki, üç yaşında yolda yürüyen bir yabancıya bakıp “amca” diyor, “dede” diyor.
BU NE MÜTHİŞ BİR ZENGİNLİK. Düşündükçe tüylerim diken diken oldu. Yazmaya karar verdim.
Toplum olarak eleştirilecek, iyileştirilecek birçok yönlerimiz var. Her toplumun olduğu gibi bizim toplumun da var. İyileştirilecek yönlerimizle ilgili elimden geldiğince araştırıyor, yazıyor, konuşuyorum. Ama vazgeçmememiz gereken yönlerimiz olduğunu da görüyorum; “bunların farkına varıp sahiplenmeliyiz, gurur duymalıyız,” diye düşünüyorum.
Geçen yıl İstanbul’a gelen Amerikalı bir profesör, üç gün İstanbul’da kaldıktan sonra bana, “Türkiye büyük bir aile, ilişkilerinizde özentili değilsiniz, ama ‘aile içi ilişki’ rahatlığı var!” demişti. Üzerinde pek düşünmemiştim. Evet, küçük kızımızın amcası ya da dedesiyim; ülkemdeki her bir çocuğumuzun “amcası” ya da “dedesiyim.”
Bu ne büyük bir zenginlik ve ne anlamlı bir SORUMLULUK!
Her birimiz için önemli soru şu: Zamanımı, enerjimi, bilgimi, paramı bir “amca/ dede sorumluluğu” içinde onların geleceğini düşünerek kullanıyor uyum?
Üç yaşındaki kız çocuğu, yolda yürürken, hiç beklemediğim bir anda büyük aileme dönmüş olmanın mutluluğunu iliklerime kadar hissettirdi.
Evet, büyük bir ailenin parçası olduğunu hissettim. Ve “hoş bulduk!” diyorum!
Doğan Cüceloğlu (17.08.2015)
0 Yorum