Gönül Zengini Bir Üniversite Öğrencisi

Günlük çalkantılar içinde gergin, kaygılı, öfkeli, telaş içinde yaşayıp gidebiliyoruz. Ve bir ses, gerçek zenginliğin ne olduğunu bize hatırlatıyor. Teşekkürler, zengin abi.

Anladığım kadarıyla kendisi Trabzon’da bir üniversite öğrencisi. Yaşadığı bir olayı kendi üslubuyla benimle paylaşmak istemiş, ben de olduğu gibi sizinle paylaşıyorum. 

Her gün geçtiğim yollardan yine geçiyordum o gün. Cümlemdeki devriklik kadar sıra dışı ama bir o kadar da masum bir olay yaşadım. Yolda kıyı bir köşede birilerini tartmaya çalışan çocuk bana günaydın bir şey bir şey abi dedi, tamamen algılayamadım, sadece gülümseyip geçtim. Ama içimde ufak bir merak zerresi doğmuştu ve akşamda oradan geçmeye karar verdim. 

Bu geçişler bir iki gün sürdü; her ne hikmetse hiç bir zaman o abinin başını net bi şekilde anlayamıyordum; ya çocuk bilerek harfleri yutuyordu ya da ben yanlış algılıyordum, diye düşündüm. Daha sonra bi kaç gün çocuk görünmedi ve bir gün es kaza karşıma çıktı ama bu sefer elinde tartı yoktu. “Günaydın zengin abi,” dedi bana. 

İşte ilk defa duymuştum hitabını, ama tabii ki buradaki zenginliği çözememiştim. Çünkü hani derler ya zengin olmak için çok gençtim; bir öğrenciydim sadece ve o aralar evle kütüphane arasında dönen bir yaşantım vardı. Tabi bu sorularımın cevabını almak için çocuğun ilk başını okşadım adını sordum, (Umut) ve bana niye zengin abi dediğini sordum. Cevabı gerçekten küçücük bir taşın da büyük bir taşında camı kırabildiğini hatırlattı bana. 

Abi dedi, 1-2 hafta kadar önceydi tartıdan fazla para kazanamamıştım ama karnım açtı ve evden uzaktaydım, tabi bunu öyle bir söyledi ki yüzünden evde yemek pişmediğini anlamak zor değildi. Lokantaya gittim ve elimdeki parayı gösterip bu kadarlık dürüm istediğimi söyledim; oradaki amca da bana bununla ancak yarım bir dürüm alabilirsin demişti. Canım çok fazla dürüm çekmişti, ama doymayacağımı bile bile bütün emeğimi dürüme yatıramayacağımı biliyordum; tam parayı geri alacaktım, arkadan sen seslendin, abi dedin küçük beye tam dürüm yap parasını ben tamamlarım. 

Tabi bunları anlatırken olayları hatırlamaya çalışıyordum, o kadar önemsemediğim bir şeymiş ki meğer, zorla hatırıma gelebildi. Çocuk devam etti; işte abi o an o kadar sevindim ki sana gelip sarılmamak için kendimi zor tuttum, arkamdan afiyet olsun, dedin, ona bile cevap veremedim. 

Gözlerim yaşarmıştı aklımdan sildiğim bir anlık olay ne kadar da kıymetliymiş; parasının üstüne koyduğum bir kaç kuruş o çocuğun gözünde cebi değil gönlü zengin biri yapmaya yetmişti… 

Günlük çalkantılar içinde gergin, kaygılı, öfkeli, telaş içinde yaşayıp gidebiliyoruz. Ve bir ses, gerçek zenginliğin ne olduğunu bize hatırlatıyor. Teşekkürler, zengin abi.

Doğan Cüceloğlu (10.12.2015) 

Yorumlarınızı Paylaşın

GÖNDER

1 Yorum

  1. Fatih İbrahim KaracaGüzel etkileyici bir olay, üniversite öğrencisinin farkındalığının yüksek olması onun hayatını daha doyumlu hale getirdiği görülüyor.

İlgili kitaplar

Güncel Video

Çaresizlikten nasıl kurtuluruz?

‘İyimser’ ve ‘kötümser’ olmak arasındaki fark nedir? Çaresiz mi doğuyoruz? Neden depresyona giriyoruz?