Kelebekler ve İnsanlar (Üstün Dökmen)
"Uzun ama renksiz bir yaşam mı istersiniz, yoksa kısa ama renkli bir yaşam mı?"
"Uzun ama renksiz bir yaşam mı istersiniz, yoksa kısa ama renkli bir yaşam mı?"
"İyi insanlara ilişkin bir roman…Yaşam çatışmaların, çelişkilerin sürdüğü bir döngü... Bu döngü içinde yer alan insan ilişkilerindeki roller genellikle “kurt” ve “kuzu” ikilemi arasında gidip geliyor."
"Eser yazarın gözlerinin ferine kavuşmak için çıktığı yolculuğu anlatır."
"Şah Mahmet, okurunu sarsan, insanı yaşadığımız dünyanın en köklü sevgilerine, acılarına yaklaştırarak olduğu yere çivileyen, birbirinden güzel öyküleri bir araya getiren bir kitap."
"1975'te bir bahar günü başlayıp günümüze kadar gelen, İstanbullu zengin çocuğu Kemal ile uzak ve yoksul akrabası Füsun'un hikâyesi..."
"Adnan Binyazar'ın son derece akıcı bir anlatımla, ustalıkla kullandığı Türkçesiyle kaleme aldığı, bir dönem Türkiye'sine ışık tutan, o günlerden insan manzaraları sunan roman tadındaki anıları ilgiyle okunuyor."
"Şişhane’ye Yağmur Yağıyordu’da, Behçet Necatigil’in deyişiyle, “Olayları rintçe bir bakışla gülünç taraflarından alan, kıvrak, sürprizli, esprili bir üsluba aktaran” Haldun Taner’in unutulmaz öykülerinden dokuzu var..."
"Adnan Binyazar’ın 2005 Orhan Kemal Roman Armağanı’nı kazanan romanı Ölümün Gölgesi Yok, sevgiyi, aşkı, tutkuyu ve bunların ardından gelen yoğun acıyı ölümsüz kılıyor."
"On İkiye Bir Var, Ayak, İznikli Leylek, Bayanlar 00, 45 Marka Seksapil, Sahib-i Seyf ü Kalem, Artırma adlı öykülerden oluşan On İkiye Bir Var, yıllar sonra tekrar ayrı bir kitap olarak okuruyla buluşuyor."
Yalıda Sabah, Küçük Harfli Mutluluklar, Karşılıklı, Şeytan Tüyü, Sonsuza Kalmak, Neden Sonra, Yaprak Ne Canlı Yeşil adlı öykülerden oluşan Haldun Taner’in son öykü kitabı Yalıda Sabah 1983’te Sedat Simavi Edebiyat Ödülü’ne değer görüldü. Taner’in öyküleri MEB 100 Temel Eser kapsamında genç okurlarla buluşuyor. “1945’ten bu yana bütün yaşadıklarımızı, yanlışıyla, doğrusuyla, bütün davranışlarımızın ince alaylı bir […]
"Eskici ve Oğullan, ekonomik zorluklar nedeniyle çözülmenin eşiğine gelmiş aile ilişkilerini tüm canlılığıyla gözler önüne seriyor."
Otuz iki yıllık bir zaman diliminde yazılan İnce Memed dörtlüsü, düzene başkaldıran Memed’in ve insan ilişkileri, doğası ve renkleriyle Çukurova’nın öyküsüdür. Yaşar Kemal’in söyleyişiyle “içinde başkaldırma kurduyla doğmuş” bir insanın, “mecbur adam”ın romanı. Abdi Ağa’nın zulmüyle köyünü terk etmek zorunda kalan Memed, Ağa’nın yeğeniyle evlendirilmek üzere olan Hatçe’yi kaçırır. Abdi Ağa’yı yaralayan, yeğenini de öldüren […]
Otuz iki yıllır bir zaman diliminde yazılan İnce Memed dörtlüsü, düzene başkaldıran Memed’in ve insan ilişkileri, doğası ve renkleriyle Çukurova’nın öyküsüdür. Yaşar Kemal’in söyleyişiyle “içinde başkaldırma kurduyla doğmuş” bir insanın, “mecbur adam”ın romanı. Abdi Ağa’nın zulmüyle köyünü terk etmek zorunda kalan Memed, Ağa’nın yeğeniyle evlendirilmek üzere olan Hatçe’yi kaçırır. Abdi Ağa’yı yaralayan, yeğenini de öldüren […]
Öldürülen Abdi Ağa’nın yerini kardeşi Hamza alır. Memed, topraklarını ele geçirmek için Vayvay köylülerine zulmeden Ali Safa Bey’i ve Hamza’yı öldürür. Ancak köylüler için tam bir efsaneye dönüşmesine rağmen zulmedenlerin öldürmekle bitmeyeceği konusunda kuşku duymaya başlar. Abdi Ağa gitmiş, yerine Hamza gelmiştir, onun yerini de bir başkası alacaktır. “Kalemi insanlığın hizmetinde bir yazar…”
Otuz iki yıllık bir zaman diliminde yazılan İnce Memed dörtlüsü, düzene başkaldıran Memed’in ve insan ilişkileri, doğası ve renkleriyle Çukurova’nın öyküsüdür. Yaşar Kemal’in söyleyişiyle “içinde başkaldırma kurduyla doğmuş” bir insanın, “mecbur adam”ın romanı.Abdi Ağa’nın zulmüyle köyünü terk etmek zorunda kalan Memed, Ağa’nın yeğeniyle evlendirilmek üzere olan Hatçe’yi kaçırır. Abdi Ağa’yı yaralayan, yeğenini de öldüren Memed […]
"Sait Faik, edebiyattan hoşlanacak bir okur topluluğunu hazır bulan talihli yazarlardan değildi. Okurunu yetiştiren, eğiten, okuruyla birlikte oluşan bir yazardı. Gerçek talihinin de bu olduğu söylenemez miydi?”
Medarı Maişet Motoru Sait Faik’in kaleminden bir ilk romandır. Henüz Yeni Mecmua’da tefrika edildiği sırada (1940-41) dönemin baskıcı siyasi ortamında sakıncalı bulunup roman olarak yayımcı bulmakta zorlanacak ve Sait Faik’in annesinin maddi desteğiyle Ahmet İhsan Basımevi’nden 1944’te yayımlanacaktır. Ancak dağıtılmaya başlanmışken bakanlar kurulu kararıyla toplatılan roman, kimi paragrafları çıkarılarak Birtakım İnsanlar adıyla 1952 yılında okuyucusuna […]
"İlk aşk deneyimi bütün bir hayatı belirler mi? Yoksa kaderimizi çizen yalnızca tarihin ve efsanelerin gücü müdür?"
"Edebiyat Mutluluktur’da bu yazılardan ince elenip sık dokunarak seçilmiş yazıları ve Livaneli’nin “Benim Gözümden Yaşar Kemal” ve “Edebiyat Üzerine” başlıklı iki konuşmasını bulacaksınız."
"Hayatla okumanın kesiştiği alanda seyreden ve her sayfada katman katman genişleyen sarsıcı bir yol hikâyesi."
"Eski bir zamandan yeni bir zamana ve böylece aynı zamanda, eski hayattan yeni hayata geçişi; ince, mizahi, şaşırtıcı bir üslupla sorgularken, her iki hayatın kurumları arasındaki geçişe dikkat çekiyor."
"Kahramanlarımız ruhsal ve bedensel bir sınır ihlâli olarak aşkın sonundan başına doğru ilerliyor, biz de onları soluk soluğa izlemeye çağrılıyoruz."
Yol amelesinin çadırı tarafından gelen saz sesi, ustaca çalınan bir meyandan sonra, susar gibi oldu ve bir erkek sesi o zamana kadar duymadığımız, fakat bize yabancı da gelmeyen bir halk şarkısı söylemeye başladı: Döndüm daldan kopan kuru yaprağa Seher yeli, dağıt beni, kır beni; Götür tozlarımı burdan uzağa Yârin çıplak ayağına sür beni… Bu sefer […]
"Bu romanında, toplumsal gündemin kişilikler üzerindeki baskısını ve güçsüz insanın "kapana kısılmışlığını" gösteriyor Sabahattin Ali. Aydın geçinenlerin karanlığına, "insanın içindeki şeytan"a keskin bir bakış."
"Niçin yazılarındaki bütün insanların benzi soluk, yüreği kederli? Bu memlekette yüzü gülen, bahtiyar insan yok mu?''
"Büyük gülmece yazarımız Aziz Nesin’in öykülerinden çocuklar için yapılan bu yeni seçkide O’nun olağanüstü gözlem ve anlatım gücü bir kez daha karşımıza çıkıyor."
"Orhan Pamuk Beyaz Kale'de, Doğu ile Batı arasındaki benzerliklere ve farklılıklara bakarken, milli ve bireysel kimliklerimizin gerisinde yatan yapaylığı ortaya çıkartarak, iki kültürün ortak paydasını vurguluyor."
"Kuyucaklı Yusuf Türk edebiyatının belki de en romantik kahramanıdır. Hayatın ve insanların zalimliği karşısındaki naif duruşu ile bir yandan trajik bir sona ilerlerken, bir yandan da yaşadığı lirik aşk hikayesinin kahramanı olarak edebiyat tarihinde yerini almıştır."
Konusu ile adından sıkça söz ettiren eser, Türk edebiyatının da en önemli romanları arasında gösteriliyor. Psikolojik bir anlatı olarak da ifade edebileceğimiz roman aslında üç ana tema etrafında şekilleniyor: Aşk, yalnızlık ve yabancılaşma.
Hikâyeler ilk kez ayrı bir kitapta toplanmış ve kitaba yazarın edebiyat hakkındaki küçük ama ilginç bir konuşması da eklenmiştir.